5 Haziran 2014 Perşembe

Sabahın seher vakti

Merhaba,

Bu yazının tek sebebi Çorlu'da işe gitmek için servis beklerken görmüş olduğum lise çağında bir kız. Daha doğrusu kızın kendisi değil; ama yürüyüşü. Bir insanın yürüyüşü bu kadar ciddiye almaya değer neler barındırıyor, diyen olabilir. Ama bence çok mana barındırıyor. Gördüğüm yürüyüşte birkaç saniye içerisinde kendi lise dönemime döndüm. Çünkü yürüyüşüm kıza çok benziyordu..

Nasıl bir yürüyüş? Bir dış gözlemci için cazibeden uzak, hiçbir çekiciliği olmayan, saflık ve enayilik arasında bir izlenim veren, adımlar hoplayıp zıplarcasına atıldığı için bol inişli çıkışlı bir yürüme tarzı. Mesela başka insanlara kendini beğendirme güdüsünden çok uzak. İnsanlara alımlı görünme isteği barındırmayan ve hayata karşı aşırı naif bir duruş sergileyen yürüyüş.

Önümden yürüyüp geçen o kıza bir anda bir enerji akımı olduğunu hissettim. Çünkü hayata karşı bu naif duruşu yüreğimde atıverdi. Aşırı iyi niyet hali. Kendi kendine acıyacak hale gelecek kadar. Hem de bu his kendinden utanmana, uzun zaman kendinle kavga edecek olsa da. İnsanların sana sadece çıkarları için yaklaştığını bilsen de "iyilik yap at denize; halik bilmezse malik bilir" pahasına gösterilen bir duruş.

Bir dönem çok hissettim. Amacım kendi iyi niyetimden bahsedip de böbürlenmek değil. Ne kadar da özlediğimi farkettim o saflığı, pazarlıksızlığı, öngörüsüzlüğü.. Kızı gördükten sonra içimden enerji dolup taştı. Gidip sarılmak, kucaklaşmak ve sonsuz bir sevgi ve şefkat göstermek geldi. Ama neden sonra içim karardı. Gençlik yıllarımın karanlık hatıraları geldi herhalde aklıma. Ah be kız diye geçti içimden. Başına neler gelecek. Ne oyunlar, yalanlar, palavralar, 40-hamle-sonrasını-hesaplamalı-davranışlar, çıkar oyunları, haysiyetsizlikler, duyarsızlıklar, insanlığından utandıran dedikodular, ihanetler, hiç beklemediğin anda arkandan vurulmalar, ama ben ne çok güvenmiştimler yaşayacaksın. Dünya başına yıkılacak belki de. Umarım hepsinin üstesinden gelecek kadar güçlüsündür. Ya da bu yeteneği kazanırsın inşallah. Yoksa işin gerçekten çok zor.

Belki de çözümü elini eteğini dünya işinden çekmekte bulacaksın. Ama bana sorarsan öyle yapma. Çünkü dünyanın senin gibi insanların çabalarına ihtiyacı var. Emek vermeden başarılamıyor hiçbir şey. Ve belki de hayatta bulduğun anlam "emek vermek" olacak. Eğer emek vermeye değer bulursan hayatı, duygularının peşinden yılmadan gidersen güzel bir kariyer olmayacak elbette. Şatafatlı ünvanların, çuvalla kazandığın paralar, ne yazık ki hürmet de getiren güç simgelerin olmayacak. Ama özünü kaybetmemiş olacaksın. O özün çok değerli olduğuna inananlardanım. Özünle aynı yoldan gidersen hayatın sana verdiği karşılık tertemiz bir onur ve vicdan olacak. Bir insan hayatta daha değerli ne ister ki..

Her neredeysen en derin ve güzel hislerimi gönderdim sana. Elbette bir an kucaklaşacaksınız..